Kapılarını 10. defa dünyanın dört bir yanından gelen sporculara açan Salomon Cappadocia Ultra Trail, bu yıl da Ekim ayında 71 Farklı farklı ülkeden bir araya gelen zengin kültürüyle harmanlanarak coşkuyla gerçekleşti
Bildiğiniz yarışlarda göremeyeceğiniz karelere ev sahipliği yapan bu çok özel etkinlik, her yıl olduğu gibi bu yıl da hepimizi farklı duygulara ortak etti. Gelin şimdi bu benzersiz yarışın anlarına, her birinin farklı bir açıdan hikayesini anlattığı fotoğraf kareleriyle eşlik edelim.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yarışmanın tutkusunu ve hırsını hepimize unutturacak kadar güçlü bir duygu varsa o da her zaman “dostluk”.
Kapadokya’nın yüksek platoları ve vadilerinden geçerken büyülenmemek elde mi? Bir uçtan öbür uca böylesine eşsiz bir manzara eşliğinde koşmak adeta masalsı bir atmosferde kendini bulmak gibi.
Bu büyüleyici atmosferde 24 saat boyunca süren yarışın gündüz sıcak ve tozlu patikaları, akşam soğuk ve sert rüzgarları da çekilen her bir fotoğrafa farklı bir boyut katıyor.
Her adım yepyeni bir heyecan! Bambaşka diyarların kapısını aralayan, kendine has özellikleriyle hayran bırakmayı başaran… Haliyle bir sonraki durak hep merak konusu.
38, 63 ve 119 kilometrelik üç farklı parkura sahip yarışta sonraki adımların nereye çıkaracağı bilinmese de hafif kıyafet ve ekipman seçimi hayat kurtaracak önemli bir nokta oluyor. Tıpkı sabahın ilk ışıklarıyla gece ayazına kadar sporculara eşlik eden fotoğrafçıların ekipmanları için yağmurluğu ihmal etmemesi ve hafifliğiyle ön plana çıkan kamera body ve lenslerini tercih etmesi gibi…
Başarmanın hissettirdiği tatlı tebessüm bir fotoğraf olsa ancak böyle olurdu. Herkesin tebessümü farklı olsa da duygular paylaşılınca güzel.
Eşi benzeri olmayan yarışta her anı ölümsüzleştirmek isteyen fotoğrafçıların başarılı olabilmesinin sırrı ise planlamadan geçiyor.
Kapadokya’nın ikonik sembollerinden sıcak hava balonu tüm güzelliğiyle gökyüzünde salınırken, yalnızlığına eşlik edecek mükemmel bir partner bulmuş gibi görünüyor.
Bu anı yakalamak için atletlerin alanlardan olası geçiş saatleri, bekleme süresi gibi detaylar hesaplanırken alan ve ışık kontrolü sayesinde kusursuz bir görsel ortaya çıkıyor.
“Bir elin nesi var iki elin sesi var” diyenlerin severek katıldığı takım oyunlarında yarışma başka bir boyut alıyor. Tıpkı doğa ve tarihin değerli buluşması gibi birlikte yarışmanın tadı da bir başka!
Bu heyecan verici atmosferde gökyüzüne karışan balonlar eşlik ederken özellikle yarışın en uzun ve ana parkuru olan 119 kilometrelik koşuda sporcuların konsantrasyonunu bozmadan o anlara şahit olmak en kritik nokta oluyor.
Kapadokya’nın en önemli lokasyonlarından oluşan bu parkur hem fiziksel hem de zihinsel olarak meydan okumaya davet ediyor. Yüksek rakım, sert arazi ve uzun mesafe en can alıcı ama bir o kadar da heyecan verici faktörler!
Bu vadi, yer yer tozlu ve kontrolü zor ışık geçişlerinin olduğu bir bölge olmasına rağmen arka alanların zenginliği geniş açı ile mükemmel sahnelere ev sahipliği yapıyor.
Mağaradan çıkışta 119 km’lik Ultra Trail parkurunda yarışmaya devam eden yarışçılar sabahın ilk ışıklarında gözleri kamaştıran güneşi selamladıktan sonra Zemi Vadisi’nin yeşili ve mavisiyle karşı karşıya kalmaya hazırlanıyorlar. Bu güzellik karşısında koşmaya bir anlığına ara verip manzaranın keyfini çıkarmanın düşüncesi bile güzel.
Dar patikalara ve inanılmaz yer oluşumlarına sahip olan bu yerde atletlere engel olmamak için güvenli bir bölge seçmenin yanı sıra ters ve ışıkta çekime uygun lenslere ve kameranın ISO performansına gücüne güvenmek gerekiyor.
Heyecan, mutluluk, gergin bekleyiş, gurur ve daha birçok duygu aynı karede bir arada! Yarışın zorluklarına da güzelliklerine de zaman zaman tatlı bir yorgunlukla göğüs gererek bitirmeye yaklaşmanın vücutta oluşturduğu o tarifsiz his…
Bu tarifsiz hisleri daha büyük kitlelerle paylaşmak için inişli çıkışlı patikalarda bulunurken Canon’un aynasız R serisi kameralarının anında bağlantı özellikleri, içerikleri sosyal medyada eş zamanlı olarak kolaylıkla paylaşılmasına olanak tanıyor.
Yaş, zaman, mekân fark etmez. Yeter ki içinde başarmak için yeteri kadar tutku olsun. Küçük boylarıyla kendi hikayelerini yazmaya gelen minik sporcular yarışa başka bir pencereden baktırıyor.
Güneşin en tepede olduğu bu anlarda koşullar ne olursa olsun en iyi çekim deneyimi sunan bir fotoğraf makinesi anı daha güzelleştiriyor.
Ürgüp şehir merkezinde bir rüzgâr gibi eserken kameralara yansıyan bu görüntü finale odaklanmış ve kendini buna adamış bir profilden başkası değil.
Göz, baş ve gövde algılama özelliğine sahip Canon EOS R3, bu tarz hareket halindeki aksiyon fotoğraflarının baş rolü oluyor.
Sona adım adım yaklaşırken Kapadokya’yı geride bırakmanın verdiği hüzünle başarmanın verdiği gururun harmanlanması ortaya bu kusursuz anı yaratıyor.
Böyle anlarda atletlerin koştuğu parkuru arka alandaki eşsiz manzara ile birleştirmek için geniş açı; atletlerin ifadelerini yakalamak için ise tele lens kullanılması gerekiyor. Canon RF 70-200mm f/2.8 ve Canon RF 15-35mm f/2.8 bu konuda doğru tercih oluyor.
Dünyanın bir ucundan onlarca sporcu olur da yolunu gözleyen biri olmaz mı? Kendi köşesine çekilmiş her bir koşucuyu tek tek gözleyip onlara kendini yalnız hissettirmemeye adamış bir teyze…
Tıpkı fotoğraftaki teyzeyi rahatsız eden güneş ışığı gibi, bazı noktalarda gün ışığı oldukça zorlayıcı olabiliyor. Fotoğraf karelerini yakalarken gölgeler ve sert ışıklara karşı ekstra dikkatli olunması gerekiyor.
Ve final… Tüm kelimelerin ve tüm duyguların kifayetsiz kaldığı o an. “Anlatılmaz yaşanır” dedikleri hani… İşte bu da o anlardan…
Tüm yarış boyunca sporculara eşlik eden fotoğrafçıların da aynı duyguları paylaştığı bu anlarda yol arkadaşı olarak yeterli pil performansına sahip bir kamera seçilmesi gurur veriyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Cappadocia Ultra Trail’i ölümsüzleştiren tüm benzersiz anlar Canon fotoğraf makineleriyle kaydedildi. Bu özel kareler için GoShots ekibine çok teşekkür ederiz.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.